18 Mart 2013 Pazartesi

TAHTAKALE * MASAL AHŞAP ATÖLYESİ

 
 
 
            Okurken size nağmelerin eşlik etmesini isterseniz tıklayınız.


      Mısır Çarşısı’nda gezerken birden yoğun Türk Kahvesi kokusu alırsınız. Kokuyu takip etmeye başlarsanız, kendinizi çarşının çıkışında Kuru Kahveci Mehmet Efendi’nin önünde bulursunuz. Ne güzel bir andır bu…
     Buradan geri dönmeyip ilerlemeye başladığınız takdirde de Bakırcılar Çarşısı karşılar sizi. Neler yok ki burada…Antep işi kahve fincanları, cezveler, çaydanlıklar, toprak güveçler, sepetler, tahta kaşıklar, tahta sandalyeler, tabureler vs . Aklınıza ne gelirse burada bulabilirsiniz
 
    Alışverişe çıkacaksanız buraya uğramadan aman bir şey almayın derim. Fiyatlar çok makul. Önümüz bahar, piknik mevsimi. Piknik sepetleri mağazalarda 50-55Lira’dan başlarken burada 35 Lira.Ki bu daha pazarlıksız hali. Büyük çamaşır sepetleri 35-45Lira arası.Güveç tencerelerse 15 Lira. Kendinizi kaybedebilirsiniz.  
 
 

Bütün bunların içinde kaybolmuşken ara bir sokak takılır gözünüze; Çanakcılar Sokağı. Bu sokak sizi “Masal Ahşap Atölyesi” ile tanıştırır. Gönülden yapılmış renkli bir sandık, rengarenk ahşap eşyalar alır götürür sizi masal diyarına.
 
 Deniz Hanım ve Hakkı Bey,atölyenin sahipleri. Her ürünü Hakkı Bey tasarlıyor ve eşi Deniz Hanım ile de ahşaba can veriyorlar.
Ne iyi yapıyorlar…
 

   Hakkı Bey , büyük bir firmanın muhasabe müdürlüğünü yaparken dokuz sene önce genç yaşında emekli olmaya karar vermiş. Hobi olarak uğraştığı bu işi profesyonel olarak yapmaya başlamış. Dokuz senedir bu çarşıdalar. Deniz Hanım ise tekstilden emekli. Masal Ahşap Atölyesi’nde, alıştığımız basma kalıp işlerin dışında, kendilerinden bir parçalarını hayata geçiriyorlar.

 
    O gün butik bir otele yetiştirmeleri gereken bir iş olduğundan çok yoğundular. O yoğunluklarına rağmen  benimle ilgilendiler, kendilerine müteşekkirim.
 
 
   Atölyenin karşısında, kendilerine ait bir mağazalarıda var. Deniz Hanım’dan esinlenilerek ismi konulmuş  “D Desing” da, evinizin dekorasyonu için aksesuarlar,  tekstil ürünleri ve bayanlar için orijinal takılar bulunuyor.



 
 
Masal Ahşap Atölyesi & D Desing… Yolunuz mutlaka oradan geçmeli derim.

Hadi hayatınıza bir tutam tat için küçük bir mola...                                           Müge




 
 
 



10 Mart 2013 Pazar

MISIR ÇARŞISI..

 
 Okurken size  nağmelerin eşlik etmesini isterseniz tıklayınız.
 
 
 

      Eminönü,  İstanbul’un içinde başka bir İstanbul, büyüsü  ise hemen sizi ele geçiriyor. Önce Mısır Çarşısı'nın yanında bulunan  çiçek tohumlarından, kedi, köpek mamalarına kadar her şeyi bulabileceğiniz Çiçek Pazarı karşılıyor sizi. Simitçisi, mısırcısı, kestanecisi hepsi oradadır.

     Buradan ayrılıp Mısır Çarşısı'na bir tarihin içine giriyoruz. Mısır Çarşısı Eminönü'nde Yeni Cami'nin hemen arkasında ve Çiçek Pazarı'nın yanında bulunmaktadır.
 
 
 
   


 İstanbul'un en eski kapalı çarşılarından olan Mısır Çarşısı 1660 yılında Turhan Sultan tarafından yaptırılmış. Mimarı Kazım Ağa'dır.Çarşı son olarak 1940-1943 yılları arasında İstanbul Belediyesi tarafından restore edilmiş.Aktarlarıyla meşhur bu çarşıda halen tabii ilaçlar, baharat, çiçek tohumları, nadir bitki kök ve kabukları gibi eski geleneğine uygun ürünlerin yanı sıra, kuru yemiş, şarküteri ürünleri, değişik gıda maddeleri  satılmaktadır. Pazar günleri ise kapalıdır.* 

 
 
    Ayrıca envai çeşit turistlik eşyanın satıldığı bu çarşıda fiyatlarda öncelikle turistlere yönelik olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.  İyi bir pazarlık gücü mutlaka gerekli, iyi pazarlık ediyorum diyorsanız korkacak bir şey yok. Ayrıca çok gezmek gerekir,  bir iki mağazaya sormakla olmaz derim.  Örneğin Antep işi iki kişilik kahve fincanı takımı 85 TL’den 45-50 TL’ye inebiliyor.
   Galeri Set’te ise 16. Ve 17.yüzyıllarda Osmanlı Sarayında kullanılmış el yapımı özel fincanları, Atatürk’ün rakı içerken kullandığı bardak takımını burada bulabilirsiniz. Kahve fincanlarının fiyatı tane 85 TL’den, rakı bardaklarının fiyatı ise 35TL’den başlamakta.
 
 
 
    Tüm bu gezme, koşuşturma ve pazarlık yordu bir soluklanmak isteriz derseniz  size Mısır Çarşısı'nın içinde bulunan  “Pandeli Resturant”ı öneriyorum. Pandeli’nin merdivenlerinden çıkmaya başladığınız andan itibaren Mısır Çarşısı'nın kalabalığından uzaklaşmaya başlıyorsunuz. İçeri girdiğinizde  Pandeli’nin ortaklarından Cemal Biberci ve  Şef Zeki Köseoğlu’nun  güleryüzü , ilgi alakası sohbeti  karşılıyor sizi. 

 
 Sadece bir kahve içmek için dahi gidilmeli derim. Kahvenin yanında da mutlaka Badem kurabiyesinin tadına bakılmalı. Badem ve tereyağından yapılmaktaymış,un kullanılmamaktaymış . Dikkat alışkanlık yapabilir.

  
Pandeli Türk mutfağının seçkin örneklerini sunmakta. 1901 yılında Pandeli Çobanoğlu tarafından kurulmuş.  Pandeli Niğdeli Rumlardan. Küçük yaşta bir handa hamamda çalışan babasının yanına gelmiş. Yemeklerin olduğu vitrinlere bakar ve hayaller kurarmış. Bir köftecide bulaşıkçı aranıyor ilanı ise hayatını değiştirmiş. Orada öğrendiği  köftenin sırları ile kendisi köfte piyaz yapmaya ve satmaya başlamış . Sonra  Yağcılar iskelesinde üç katlı bir dükkan açmış.  Yemekleri lezzeti ile ünlenmiş.     
      
     Mustafa Kemal’in de aralarında bulunduğu birçok  devlet adamı ve sanatçı tarafından sık gidilen bir mekan olmuş. Hatta Mustafa Kemal henüz kolağası iken Pandeli’ye gider kasada kendisi ile dertleşir şakalaşırlarmış. Ancak  o zamanlar  memurlara düzenli maaş ödenemediğinden parası çıkışmadığı zamanlar olurmuş Mustafa Kemal’in . Pandeli de “bırak begimu ay başında ödersin” dermiş. Mustafa Kemal de hesabı aybaşında kapatırmış.  Yıllar sonra Mustafa Kemal Cumhurbaşkanı olduğunda erkanı ile gitmiş Pandeli’ye. Masalar donatılmış, yenilmiş  içilmiş Mustafa Kemal , Pandeli’ye “emret de hesabı getirsinler” deyince, Pandeli de yıllar öncesinde ki gibi dalmış “bırak begimu ay başında ödersin” demiş .Mustafa Kemal yerinden kalkmış ve Pandeli’ye sarılıp yanındakilere dönüp“işte bu yüzden severim ben bu kafiri” demiş.   

6-7 Eylül olaylarında dükkanı yağmalanınca hayata küsmüş Pandeli. Yunanistan'a döneceği sıralarda dönemin başbakanı Adnan Menderes ve Cumhurbaşkanı Bayar’in "Pandeli  Türkiye’ye lazımdır ve burada kalacaktır" kararı ile Pandeli şimdi bulunduğu yerdeki lokantasını açmış o gündür burada hizmet vermektedir.
 

 
  Fiyatlarına gelince Mısır Çarşısı'nda tarihi bir mekan için makul. Kahveler 5 TL, mezeler 12 TL . Ana yemekler 20-50 TL arası değişmekte.
 
  Ne mekanlar vardır ki içinde ne hikayeler taşımaktadır. Tek yapmamız gereken durup biraz dinlemektir.

 
 Hadi hayatınıza bir tutam tat için küçük bir mola..
                                                                                   Müge
       
 
 
 
 

*www.turkcebilgi.com
www.pandeli.com.tr

3 Mart 2013 Pazar

KADIKÖY* EVVEL ZAMAN İÇİNDE...


    

                            Okurken size taş plaktan nağmeler eşlik etmesini isterseniz tıklayınız.

 

                               Evvel Zaman İçinde...

     Öyle bir yere gidiyoruz ki geçmişe tanıklık etmiş ama dilleri olmadığı için bize yaşanmışlıklarını anlatamayan antika eşyaların arasında kaybolmaya. 
 
    Kadıköy'de Tellalzade sokağına toplanmıştır antikacılar. Bu sokağa girdiniz mi size gramofonun geçmişten getirdiği nağmeler eşlik etmeye başlar.
   











      
   Sokakta bir bavulun içinde geçmişe ait o kadar çok şey bulursunuz ki bunlar bile geçmişe tanıklık etmenize yetecektir. Bir dükkandan içeri adımınızı atar atmaz eski ahşap kokusu, çocukluğunuzda kalmış anları hatırlatır size.  

    "Tavan Arası" ismi gibi sizi eski evlerin tavan arasında yolculuğa çıkaran antikacılardandır. Sahibi Korkut Bey ile sokağın bugünkü durumu ve geçmişi ile ilgili ilginç bir sohbet imkanı bulabilirsiniz. Sizinle sıkılmadan ilgilenecek ender kişilerdendir.

 
"Kadıköy Gramofon Antik " sokağa girdiğiniz anda duyduğunuz gramofon sesini takip ettiğinizde ulaşacağınız dükkandır. Dükkanın üst katına çıktığınızda ise  geçmişe açılan  perdeyi aralamış olursunuz. Bir bayram günü aile büyüklerinizden birini ziyarete gitmişsiniz hissi kaplar içinizi .   
 
  
     Kadıköy Gramofon Antik'in sahibi Mustafa Bey'in, misafirperverliği, sohbeti  içinizdeki bu bayram günü hissini arttırır.  Ayrıca bu mekana kitabınızı, kurabiyenizi alıp da gidebilirsiniz.  Çayı, kahvesi ve gramofondan dökülen nostalji havası eşliğinde güzel zaman geçirebilirsiniz.
 
 
      Burada geçmişten bugüne hikayelerini merak ettiğiniz veya büyükannelerimizin  evlerini hatırlatan bir çok eşya ile bağ kurarsınız.

   Girdiğiniz bu dünyadan ayrılıp şimdiye dönmek ise sarsıcı olur. 
   
  Gününüzü taş plaktan gelen sihirli nağmelerin etkisi altında noktalarsınız. Aldığınız keyif ise size günlerce eşlik eder.
 
   Hadi hayatınıza bir tutam tat için küçük bir mola..
            Müge